Haberler

TBMM Başkanı Binali Yıldırım: "Sorunu Sırtlanma Zamanı Bizimdir, Biz Sırtlamamız Lazım. İş Alemini...

TBMM Başkanı Binali Yıldırım: "Sorunu sırtlanma zamanı bizimdir, biz sırtlamamız lazım. İş alemini bu badireden biz çıkartacağız" "Bizim elimiz emperyalistlerin eline benzemez, biz tuttuğumuz eli tutar yukarı çıkartırız" "Türkiye mazlum, mağdur milletlerin işiten kulağı, gören gözü,...

TBMM Başkanı Binali Yıldırım : "Sorunu sırtlanma zamanı bizimdir, biz sırtlamamız lazım. İş alemini bu badireden biz çıkartacağız"

"Bizim elimiz emperyalistlerin eline benzemez, biz tuttuğumuz eli tutar yukarı çıkartırız"

"Türkiye mazlum, mağdur milletlerin işiten kulağı, gören gözü, konuşan dilidir"

"15 Temmuz sonrasında başka ülke olsaydı 10 yıl belini doğrultamazdı"

"Mevsimsel sorunları üstesinden gelecek iradenin mevcut olduğunu bilmezini isterim"

"Devletin hiçbir şekilde ticaretin, üretimin içinde olmaması gerektiğini düşünüyorum"

İSTANBUL - Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım, 17. MÜSİAD EXPO hoş geldin yemeğinde yaptığı konuşmada, "Böbürlenerek anlatıyoruz, Türkiye'ye 3 kat büyüttük, milli geliri 10 bin dolara yaklaştırdık, 860 milyar dolar gayrisafi milli hasılamız oldu. Bunlar durup dururken mi oldu, bunları siz yaptınız. Yaparken güzeldi, sorun varken gel beriye demeye hakkımız var mı? Şimdi sorunu sırtlanma zamanı bizimdir, biz sırtlamamız lazım. Bu badireden sektörü ve iş alemimizi de biz çıkartacağız" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım, İstanbul CNR EXPO Fuar alanında başlayan 17. MÜSİAD EXPO hoşgeldiniz yemeğine katıldı. Özel bir otelde düzenlenen programa Binali Yıldırım'ın yanı sıra, çok sayıda ülkeden temsilci ve çok sayıda davetli katıldı.

"Bizim elimiz emperyalistlerin eline benzemez, biz tuttuğumuz eli tutar yukarı çıkartırız"

17. Müsiad EXPO Hoşgeldiniz yemğinde konuşan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Türkiye MÜSİAD bu gerçeğin farkında her zaman yenilikçi, düşünceler üzerinde kafa yoruyor. Alın terinin yanı sıra akıl terini de etkili kullanmak suretiyle dünyadaki değişimi okumaya çalışıyor. Eğer herkesin yaptığını yapıyorsanız o zaman ayakta kalma şansınız yok. Dostlarınıza yardım etme şansınız yok. Türkiye son 10 senedir Afrika ile ilgileniyor. Türkiye'nin Afrika ile ilgili başkalarının yaptığı gibi sömürü amaçlı değil, gelişme sürecinde olan Afrika'nın nispeten daha ileri konumdaki Türkiye ile enerjilerini birleştirerek insani değerleri de kaybetmeden modern dünyanın gelişmiş dünyanın içerisinde bu ülkelerin hak ettiği yeri almasını sağlamak. Afrika'ya önceden açık sömürü olarak geldiler. İnsanı yok sayarak orada oldular. Hatta insanları başka yaratıklar gibi düşünerek baktılar. O devir geride kaldı. Para gücüyle, kısa vadeli, acil ihtiyaçları görmek suretiyle yeni bir modelle sömürü peşindeler. Biz diyoruz ki, Afrika'ya el uzatıyoruz, bizim uzattığımız el emperyalistlerin eline benzemez. Biz tuttuğumuz eli tutar yukarı çıkartırız. Onlar tuttukları eli çeker, denizi dibine götürürler. Onun için emeller ameller niyetlere göredir. Biz inancımızdan kaynaklı insanı yaşat ki dünya yaşasın anlayışıyla hareket ediyoruz" diye konuştu.

"Türkiye mazlum, mağdur milletlerin işiten kulağı, gören gözü, konuşan dilidir"

Müslüman ülkelerin sıkıntılarını değinen TBMM Başkanı Yıldırım, "Bölgemizde cereyan eden hadiselere bakalım. Neden acaba Müslüman ülkelerin tamamında sorun var. Neden başka ülkelerde yok. Bunu çok iyi sorgulamalıyız. Amaç artık dünyanın nereye gittiğini gören ve buna göre şuurlanıp nasıl hareket edeceğini bilen Müslüman ülkelerde bu süreci yavaşlatmak için iç karışıklar, yönetim zafiyetleri oluşturmak suretiyle kalkınma sürecini geciktiriyorlar. Ancak hesap etmedikleri bir şey var oda Türkiye'dir. Türkiye mazlum mağdur milletlerin adeta işiten kulağı, gören gözü, konuşan dili haline gelmiştir. Türkiye'ye bütün okların yönlendirilmesinin arkasındaki sebepte bundan başka bir şey değildir. Ne yaparlarsa yapsınlar, inşallah dayanışma ve birlikte çalışmayla bu sıkıntıların hepsinin üstesinden geleceğiz. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte yürüme zorluk alır beraber karşılamak beraber aşmaktır. Sevinci de beraber karşılamak beraber paylaşmaktır" şeklinde konuştu.

"15 Temmuz sonrasında başka ülke olsaydı 10 yıl belini doğrultamazdı"

Ekonomik sorunlarla ilgili konuşan Binali Yıldırım, "Bugünlerde ekonominin üzerinde ortaya konan karamsar tablolar bizi asla korkutmasın. Her şey sütliman demiyorum. Sıkıntılarımız var ama biz bu sıkıntılara benzer sıkıntıları daha öncede gördük. Bu sınavdan her zaman başarıyla geçtik. Bir ülkenin demokrasisini, cumhurbaşkanını, hükümeti yok etmek için darbe yapmaya kalkanlar karşılarında milleti buldu. 15 Temmuz'da başka bir ülke olsaydı, 10 yıl kendini belini doğrultamazdı. Siz iş adamısınız 15 Temmuz'dan sonra ekonomik kriz yaşadınız mı? Belki bir hafta tereddüt olmuştur, ama sistem tıkır tıkır çalıştı" diye konuştu.

"Mevsimsel sorunları üstesinden gelecek iradenin mevcut olduğunu bilmenizi isterim"

2017 yılının tam bir başarı hikayesi olduğunun altını çizen TBMM Başkanı Yıldırım,"2017 tam bir başarı hikayesidir. Türkiye için kara bulutlar dolandıranlar karamsar senaryo yazanlar ters köşe oldular. Son yılların en büyük büyümesini yaşadık. İstihdamda üretimde, altın yıllardan bir tanesi oldu. Bu yıl bazı döviz kurunda, faizlerde anormallikler var. Ama bunlar geçecek. Bunların sebeplerini biliyoruz, nasıl çözüleceği konusunda fikrimiz var. Yalnız sabırla bu süreci özel sektör, kamu, devlet vatandaş dayanışmasıyla halledeceğiz. Bundan endişeniz olmasın. Güven ve istikrar her kapıyı açan anahtardır. Türkiye de güvende var istikrarda var. Mevsimsel sorunların üstesinden gelecek iradenin mevcut olduğunu bilmenizi isterim" dedi.

"Devletin hiçbir şekilde ticaretin, üretimin içinde olmaması gerektiğini düşünüyorum"

Türk Hava Yollarının gelişimiyle ilgili konuşan TBMM Başkanı Yıldırım, "2002'de bakan olduğum zaman 55 tane yaşlı uçağı olan 60 noktaya uçuş yapan ve hepsinden zarar eden bir Türk Hava Yolları vardı. Bu sürdürülebilir bir şey değil dedim. Sayın başbakanım bu sürdürülebilir bir şirket değil dedim. Bunu ya kapatacağız, yada denize atacağız dedim. Yaşamayı mücadele etmeyi öğrensinler. Özelleştirmeye yani blok satış değil, halka arzla yüzde 51'ini vermeye karar aldık. Kıyamet koptu. Yönetici arkadaşlar Cumhurbaşkanı başbakan önüne gelene yönetici arkadaşlar koştular. Bakan bizi öldürmeye karar verdi, iflas ettirmeye karar verdi. Bu kadar gürültüye başbakanda bana dedik ki 'yav ne yapıyorsun, Türk Hava Yolları, Bayrak taşıyıcımız' dedi. Bende sayın başbakan bir şey yapmazsak zaten ölecek şimdi bir şansı olacak. Normal şartlarda benim buna karşı olmam lazım. Çünkü elimin altında bir oyuncak, oraya sefer koy, buraya sefer koy, fiyakalı bir işti. Mesele bu bayrak taşıyıcının 7 denizde 3 kıtada bayrağımızı dalgalandırmasıdır. O gün dinledi başbakan doğru yapıyorsun dedi. Bugün ne oldu, 340 noktaya sefer yapan ve 500'e yakın uçağı olan Avrupa'nın 2'nci dünyanın 7'nci büyük havayolu şirketinden bahsediyoruz. Hani marka diyorsunuz ya işte marka size, 10 yılda markamız var. 100 yıl değil. Bunu başka alanlarda başarabiliriz. Bunu sizler başaracaklarsınız. Ben özel sektörün gücüne inanın bir insanım. Devletin hiçbir şekilde ticaretin, üretimin içinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü devlet ticaret yaparsa vakıf gibi yapar, vakıflarda da kar zarar hesabı olmaz" dedi.

"Sorunu sırtlanma zamanı bizimdir, biz sırtlamamız lazım. İş alemini bu badireden biz çıkartacağız"

Yeni sistemle işlerin daha hızlı ilerlediğini söyleyen Binali Yıldırım, "Ben bir denizciyim, kaptanın mahareti, süt liman denizlerde anlaşılmaz. Kaptanın 10 şiddetinde bir havayla denizde yakalanır ve dümeni tutabilir de gemiyi limana getirirsen kaptansın. Çarşaf gibi suda kaptanlık olmaz. İnşallah Türkiye dalgalı denizlerden fırtınalardan başarıyla geçmiş, önümüzdeki bu sorunları da en güzel şekilde kırmadan dökmeden çözebilecek kabiliyete sahip. Bizim yeni bir sistemimiz var. Başkanlık sistemimiz var. Bu sistemi biz iradeli çift başlılığı ortadan kaldırmak için. Çift başlılık olursa sonuç çıkmıyor. İrade tek hale geldi. Zaman kaybı olmayacak. Devlet hızlı çalışacak. Şunu ihmal etmeyeceğiz. İrade tek ama vücudun azaları çalışacak. Kurumların da işin heyecanına ortak edilmesi lazım. Daha fazla ortak edilmesi lazım. İrade karar verecek detayları sonuca dönüştürecek olan kurumlardır, yani bürokrasidir. Bürokrasinin mutlaka yapacağımız işe heyecanı aşılamalıyız. Burada da yapacağımız işler var. Hükümetimiz bu çalışmaları da yapıyor. İnşallah yeni sistemle birlikte bu konjektürel sıkıntılar hızlı bir şekilde aşarak, Türkiye hedeflerine emin adımlarla yürüyecek. Bunu yaparken en büyük kaynağımız sizsiniz. Türkiye civarındaki ülkelerden en büyük farkı özel sektörüdür. Başka ülkelerde hala her şey devletin elindedir. Devletin servete sahip olduğu yerde, devletin bütün kaynakları kontrol ettiği yerde gelişme beklediğiniz gibi olmaz. Bugün devlet bir yatırım yapıyorsa siz 9 yatırım yapıyorsunuz. Devletçi politikalar izleyen ülkelerde bu terstir. Onun için gelişme, büyüme, kalkınma çok daha yavaştır. Sınırlı bütçemizle biz bu hale nasıl gelecektik. Yürüyün dedik, yatırım yapın dedik, düşünmeyin dedik, sizde yürüdünüz. Borçlandınız, yani borçlandınız diye kabahat sizin mi? Böbürlenerek anlatıyoruz, Türkiye'ye 3 kat büyüttük, milli geliri 10 bin dolara yaklaştırdık, 860 milyar dolar gayrisafi milli hasılamız oldu. Bunlar durup dururken mi oldu, bunları siz yaptınız. Yaparken güzeldi, sorun varken gel beriye demeye hakkımız var mı? Şimdi sorunu sırtlanma zamanı bizimdir, biz sırtlamamız lazım. Bu badireden sektörü ve iş alemimizi de biz çıkartacağız" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Binali Yıldırım Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title